Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen İlim Yayma Vakfı 52. Genel Şurası’nda konuştu.
Erdoğan, “Tek parti faşizmi hasretiyle yaşayan bir avuç kendini bilmezin sizlerin samimiyetinden rahatsızlık duyduğunun farkındayız. Milletin ruh kökünden beslenmeyen bu asalakları kendi hırslarıyla baş başa bırakıyoruz” tabirlerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli sarsıntılarla yaşanan yıkıma değindi, depremzedelere yönelik bildiriler verdi.
“Hepimizin depremzedelerin yanında olması gerekiyor.” diyen Erdoğan, İlim Yayma Vakfını da övdü.
İlim Yayma Vakfımızın sergilediği dayanışmayı artırarak devam ettirdiğini görüyorum. Geniş bir yelpazede yaptığınız çalışmaları takdirle karşılıyorum. Burada sizlerin vasıtasıyla şu gerçeğin altınız çizmek istiyorum; bizler paylaşanın gücüne inanan bir milletin mensuplarıyız. Anadolu insanı elindekini ve avucundakini paylaşmayı sürdürüyor. İnsanlarımız oruçla, Kuran’la, iftar ve sahur sofralarıyla bu ayı idrak ederken, sarsıntı bölgesindeki kardeşlerini de unutmuyor. Gösteri yapmadan, reklam ve algı peşinde koşmadan karşılığını yalnızca Allah’tan bekleyerek gurur verici işlere imza atıyorlar. Tüm vakıf ve derneklerimizi tebrik ediyorum.”
Erdoğan, “üstat” sözüyle andığı Necip Fazıl Kısakürek ile yaşadığı bir anıyı da anlattı:
“MİLLETİMİZE VURULAN PRANGA”
“Hayata geçirdiğimiz sessiz ihtilallerle kast sistemini ortadan kaldırdık. Burası çok değerli. Sultanahmet’teyiz, Üstat konuşuyor. Konuşmasında Ayasofya açılacak hem de o denli açılacak ki adeta sayfalar açılırcasına açılacak dedi. Elhamdülillah Ayasofya’yı açacak imzayı atmak da bize nasip oldu. 86 yıllık hasretin akabinde Sultan Fatih’in vasiyetine uygun olarak asli kimliğine tekrar kavuşturulmasını, milletimize vurulan pranganın parçalanıp atılması olarak görüyorum” dedi.
Erdoğan, Ayasofya kararını, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik bağımsızlığı konusuna bağlayarak kelamlarını şöyle tamamladı:
“Fetih yadigarı Ayasofya’yı tekrar Ezan-ı Muhammedilerle buluşturmakla Türkiye siyasi ve ekonomik bağımsızlığını global ölçekte tescillemiştir.”