Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş sarsıntılarının akabinde Yılmaz Erdoğan, hüznünü şiire döktü. 50 binden fazla canımızı kaybettiğimiz zelzelenin akabinde yazılan şiir toplumsal medyada süratle yayıldı.
Yılmaz Erdoğan, acısını paylaştığı zelzele şiirini Erol Memnun’un müziğiyle seslendirdi.
İşte o dizeler…
Adıyaman’da, Malatya’da, Diyarbakır’da
Taştan heykeller üzere bakıyoruz
Nemrut Dağı’ndan artık dünyaya,
Başımıza gelenin ne olduğunu
Tam anlayamadık da…
Pazarcık, Elbistan
Ve Samandağ’da,
Hani yalnız rahmet yağardı
İskenderun Ovası’na?
Şiir başlıyorsa madem,
Sözün bittiği yerde,
Dilimize çevirmek
Eğer mümkünse………
Bilmem tahminen de değildir.
Söz sanatlarından hiçbiri
Hatta hiçbir hoş şey
Bu ana eşlik etmek
İstemeyecektir.
Öte yandan Yılmaz Erdoğan, birkaç gün evvel de öbür bir sarsıntı şiiri yazmıştı:
Gerçek ne kadar telaşlı
Hakikat o kadar vakur
Ne ekersen onu biçersin
İlim açık konuşur
Lakin şifası mümkün olmayan
Gözyaşlarıyla oluşan bu koca boşluk
Evladının canıyla sınanan bir insanın
Nereye başvuracağını bilmediği davası…
Allah’ım neden
Burada çatallaşır
Her vakit yazgı?
Bir dondurmacı neşesi
Bir türkü membası
İsyan değil haşa
Yalnızca bir sorudur:
Neden Maraş,
Hep bir uzun havanın bahsidir?