Habertürk’te Hülya Hökenek ve Faruk Aksoy konuğu olan DEVA Partisi başkanı Ali Babacan seçim devrine dair öneli açıklamalarda bulundu.
CHP başkanı Kılıçdaroğlu ve Zafer Partisi Genel Lideri Özdağ’ın mutabakatını eleştiren Babacan, “14 Mayıs ve 28 Mayıs ortasındaki telaffuz değişikliğini biz dertle takip ettik. Demokrat bakış maalesef 28 Mayıs sürecinde azaldı. Şeffaflık kıymetli, Sayın Ümit Özdağ ile Sayın Kılıçdaroğlu’nun imzaladığı mutabakat metnine üzüldüm. Bu metin panik halinde yapılmış bir mutabakat” sözlerini kullandı.
Babacan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Seçim sonrası önemli bir mesai harcadık ve harcamaya devam ediyoruz. İç ve dış tahlillerin tam ortasındayız.
Muhalefet açısından çok kıymetli bir iç muhasebe devri. Biz DEVA Partisi olarak bundan sonraki mahallî seçim ve sonraki genel seçim ile ilgili partimizin stratejisini, duruşunu ve odaklanmamız gereken bahislerin ayrıntılı bir tahlilini yapıyoruz.
Vatandaşlarımızın yeni hükümete açtığı kredinin tamamlanmasını bekliyoruz
Sayın Mehmet Şimşek’in vazifeye gelmesinin akabinde, “Bir izleyelim bakalım’ dedik lakin Merkez Bankası’ndaki tavırlar, eleştirdiğimiz tavırlar.
Çarşının pazarın hissettiği enflasyon, ENAG’ın puanlarına daha yakın. TÜİK olduğundan düşük açıklıyor. TÜİK lideri değişmedi, idaresi değişmedi. Bu türlü bir durum varken enflasyonu düşüreceğim demek mantıklı değil. Hangi enflasyon?
Hukuk, eğitim sistemi düzgün değilse ekonomiyi vurur. Biz yalnızca iktisada talip değiliz. Ülkeyi yönetmeye talibiz.
BDDK’nın aldığı kararlar en az MB kadar kıymetli. Enflasyonun patladığı devirdeki MB liderini tuttular BDDK lideri yaptılar. Bunlar bir bütün, bu halde enflasyon düşmez.
Mehmet Şimşek’e gereken alan Cumhurbaşkanı tarafından açılmayacak. Şimşek’i ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı aradım. Kısa bir tebrik konuşması yaptık, ‘İşiniz zor’ dedim.
Türkiye’de orta direk çöktü. Çok yoksul yahut çok güçlü var artık. Emekli maaşlarına bakın. 1 Temmuz’da bütün maaşlar arttı fakat en düşük emekli maaşına artırım yapılmadı. 7.500₺ ile devam ediyor. En düşük emekli maaşı ile açlık sonu ortasındaki makas gitgide açılıyor. Birebir şey taban fiyat için de geçerli.
Biz 6 partinin ahenk içinde ülkeyi yönetebileceği inancını halkın çoğunluğuna veremedik. Maalesef o inancı oluşturamadık. Yazılı taahhütlerimizin ortak lisanını oluşturamadık.
Dünyada otoriterleşen rejimlerin değişmesi için güç birliği gerekiyor. Bu güç birliği bazen başarılı bazen başarısız oluyor. Bazen de seçimi kazanıyor lakin ülkeyi yönetmeyi beceremiyor. Biz tarihin yanlışsız vaktinde ve yanlışsız yerde durduğumuza katiyetle inanıyoruz.
CHP’nin listesinde seçime girmek konusundaki tenkitler seçimi kaybettikten sonra daha çok yapıldı. Biz demokrasinin yanındaki partiler olarak bir ittifak oluşturduk. Ortak bir taban üzerinden ülkenin tekrar inşa projesiydi. Bizim tezlerimiz değişmedi.
İnşallah biz bir gün bu ülkeyi yöneteceğiz. İktidara talibiz, bunun için çalışıyoruz. Biz ülkeyi yönetme savıyla ortaya çıkmış bir siyasi partiyiz.
Biz kendi seçmenimizin tamamını CHP’ye oy vermeye ikna edemedik. Lakin ortak listeyle girince daha çok vekil çıkaracaktık. CHP’nin listesinde girdiğimiz yerlerde CHP’nin çok oy artışı var.
Parlamenter sistem argümanımız katiyetle devam ediyor. Bugün muhalefet kısmında DEVA Partisi’ni makûs bir lisanla eleştiren beşerler var. Bu beşerler yüzünden birçok insan, ‘İyi ki kazanamamışlar’ diyorlar”
Biz şu an lokal seçimler için tüm vilayet ve ilçe liderlerimizle görüşüp yanlışsız isimleri kıymetlendiriyoruz. Seçimlerde ne yapmamız gerektiğini istişare ediyoruz. Teşkilatlarımızla tüm süreci planlıyoruz.
“BU METİN PANİK HALİNDE YAPILMIŞ BİR MUTABAKAT”
Biz şimdiye kadar mahallî seçimlerle ilgili hiçbir partiyle bir görüşme gerçekleştirmedik.
14 Mayıs ve 28 Mayıs ortasındaki telaffuz değişikliğini biz korkuyla takip ettik. Demokrat bakış maalesef 28 Mayıs sürecinde azaldı. Şeffaflık kıymetli, Sayın Ümit Özdağ ile Sayın Kılıçdaroğlu’nun imzaladığı mutabakat metnine üzüldüm. Bu metin panik halinde yapılmış bir mutabakat
Sayın Kılıçdaroğlu 2. çeşide giderken Sayın Özdağ ve Sayın Oğan ile temas etmesinin uygunluğunu masada bize sordu ve itiraz olmadı. Ben her vakit bâtın mutabakat olmasına karşı çıktım”
