Türkiye’de seçimler yaklaştıkça yabancı yatırımcı ve bankaların ilgisi de artıyor. Bu kapsamda yabancı bankalar seçim sonrasına ait tahliller yayınlıyor.
Analizlerde, seçim sonrası AKP’yle mevcut iktisat siyasetlerinin sürmesi halinde daha karamsar bir tabloya işaret ediliyor. Fakat iktidar değişimi ve para siyasetinin rayını oturması halindeyse uzun vadede olumlu öngörüler var.
Bu bağlamda millet ittifakının cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasının yeni basamağında, yurt dışı görüşmelerinde bağladığı 300 milyar dolarlık yatırımı öne çıkarması bekleniyor.
Son kıymetlendirme Citi’den geldi. Citi ekonomistleri İlker Domaç ve Gültekin Işıklar’ın hazırladığı notta seçim sonrasında faiz ve kura yönelik beklentiler ele alındı.
Öngörülen para siyaseti olağanlaşma sürecinde faiz artırımlarının suratı ve büyüklüğünün büyük ilgi çektiğini söz eden Citi ekonomistleri mevcut durumda 3. çeyrek ve 4. çeyrek için siyaset faizine ait piyasa varsayımlarının sırasıyla yüzde 25,5 ve yüzde 27 düzeylerinde olduğunu bununla birlikte, belirtilen gidişatın gerekli ayarlamanın alt sonunu temsil edebileceğine inandıklarını söyledi.
Citi ekonomistleri Türkiye’de siyaset faizini yaklaşık yüzde 40’a ya da daha yüksek bir düzeye çıkaracak daha güçlü bir ayarlamanın daha ihtiyatlı bir hareket biçimi olabileceğini tabir etti.
TL’DE YÜZDE 12’LİK PAHALANMA ÖNGÖRÜSÜ
Raporda Türk lirasına ait değerlendirmeler de öne çıktı.
Para ünitesinin çok bedelli olup olmadığı konusunun Mayıs ayındaki seçimlerin akabinde Türk lirasının muhtemel seyrine ait tartışmalarda çok fazla öne çıktığını belirten ekonomistler finansal piyasalara ait mevcut düzenleyici önlemlerin kademeli olarak gevşetilmesi durumunda bir düzeltmenin olası olduğunu kabul ettiklerini belirtti.
Bu bağlamda, Döviz piyasasındaki dengesizliğin büyük ölçüde sermaye hareketlerine belli kısıtlamalar getiren düzenleyici önlemlerden kaynaklandığı için Citi ekonomistleri Türk lirası için adil paha iddialarına güvenilmemesi konusunda ikazda bulundu.
Citi ekonomistleri ampirik bulgularına ve Eski TCMB Lideri Naci Ağbal’ın TCMB’deki vazife mühleti boyunca siyaset hareketlerine verilen piyasa reaksiyonuna dayanarak, Türkiye’nin risk priminin 250 baz puan düştüğü bir senaryoyu ele aldıklarında global durumun sabit tutulması durumunda 12 ay içinde Türkiye’ye 45-50 milyar dolarlık portföy girişi olabileceğini belirtti.
Ekonomistler raporunda “Ampirik sonuçlarımız, düzenleyici önlemlerin gevşetilmesinden kaynaklanan Dolar/TL ‘deki mümkün bir üst istikametli ayarlamanın akabinde, risk priminde öngörülen güzelleşmenin bu senaryoda liranın bir yıl içinde yaklaşık yüzde 12 kıymet kazanmasına yol açabileceğini göstermektedir” tabirlerini kullandı.